• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

24.OSMANLI VE AVRUPA ESERLER MÜZAYEDESİ

ÖNEMLİDİR LÜTFEN OKUYUNUZ........

Müzayede Katalog peyleri  25 Mayıs saat 20:30 da kapanıp,akabinde saat 20:31 de canlı müzayede formatına geçecektir. Canlı pey süresi 15 saniye olup her yeni pey geldiğinde süre 10 saniye uzayacaktır.

Müzayedemizde komisyon oranı %15, KDV oranı ise %20'dir. Ödemeler müzayede bitiminden sonra en geç 7 (yedi) iş günü içerisinde alınmaktadır.Ünal Müzayede Evi Belirtilen sürede ödemesi yapılmayan ürünlerin satışını iptal etme hakkını saklı tutar.

Satışa çıkan Eserleri 25 Mayıs Cumartesi saat 18:00 a kadar Ünal Müzayede Evinde inceleyebilirsiniz.Müzayedemize katılan alıcılar ürünü yerinde GÖRMÜŞ,İNCELEMİŞ ve HALİYLE KABUL ETMİŞ olarak değerlendirilecektir.

Tüm Eserlerin ''haliyle'' satışa sunulduğunu,Alıcı satılan malı pey sürmeden evvel yeterince kontrol ettiğini ve Borçlar kanunun 198. maddesinde belirtilen hükümlerden feragat ettiğini kabul ve Tahhüt eder.

Satılan Eserlerin Nakliye ve Kargo ücretleri Alıcıya aittir.Kargoda oluşabilecek hasarlardan Firmamız mesul değildir,Eserlerin elden teslim alınması önerilir

Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir. Aksi halde cezai şart olarak %30 aracılık hizmeti uygulanmaktadır

Lot: 104 » OBJE

OSMANLI PİŞTOV SETİ

1 çift piştov, barutluk, çaputluk ve barut ölçerden oluşan tam takım, ahşap muhafaza kutusundadır. Gürgen ağacından mamul ahşap  kutu üzerine aplike edilmiş gümüş kaplama bronz imparatorluk arması esere görsellik kazandırmıştır.

19.yy. sonlarında üretildiği düşünülen piştovlar, üzerleri gümüş kaplama pirinçten mamuldür. Eserlerin tüm yüzeyleri kabartma işçilikle bitkisel ve geometrik desenlerle tezyin edilmiştir. Çelik namlular görsel tezatlık oluşturmak üzere sade işçilikli çeliktendir.

Takımın diğer parçaları çaputluk ve barut ölçer de yine pirinç/bronzdan mamul olup, gümüş kaplamadır. Her iki eser de piştovlar gibi bitkisel ve geometrik desenlerle süslenmiş kabartma işçiliklidir. Takımın son parçası barutluk ise boynuzdan mamuldür. Eserin taban ve üst kısımları pirinçten üretilmiştir ve gümüş kaplamadır.

Son derece güzel görselliğe sahip tam takım eser koleksiyonluk değerdedir.

Not: Piştovların tetik mekanizmalarının bakıma ihtiyacı vardır.

Ebat kutu:16x35x55 cm

Detaylar
Lot: 105 » OBJE

PİŞTOV-HANÇER SETİ

Kama ise; kın, bıçak ve kabzeden teşekküldür. Eserin kını gümüş paftalarla birbirinden ayrılmış üç bölümden oluşmaktadır. Bu üç bölümün uç ve dip kısmı ahşaptandır ve kazıma tekniğiyle bitkisel motifler işlenmiştir. Keza, üzerlerinede çiçek motifli gümüş plakalar montürlenmiştir. Orta bölümde gümüş tellerle birbirinden ayrılarak kendi içerisinde üç kısım oluşturulmuştur. Alt ve üst kısımlara kemik kakmalar dilimler halinde yerleştirilmiştir. Orta kısıma da yerleştirilen sedef kakmalarla geometrik desenler oluşturulmuştur. Bu geometrik desenlerin merkezine de birer adet mercan yerleştirilmiştir.

Kamanın bıçak kısmı; her iki tarafı keskin sivri uçlu çelikten mamuldür. Kabze kısmı gümüş paftalarla birbirinden ayrılmış üç bölümden oluşmaktadır. Alt ve üst bölümler kazıma tekniğiyle ve bitkisel motiflerle süslenmiş, üzerlerine çiçek formunda gümüş plakalar aplike edilerek zenginleştirilmiştir. Kabzenin orta bölümü bombeli silindirik formdadır ve tüm yüzeyi dilimli kemik aplikelidir.

Sonuç olarak; sonradan dizayn edilmiş çerçeve muhafazasındaki eserler, aykırı formları, yüksek kondisyonları ve nadir tesadüf edilmeleri itibariyle koleksiyonluk değerdedir.

Ebat Pano:90x70 cm

Detaylar
Lot: 106 » OBJE

18.YY OSMANLI KALE TÜFEĞİ

Başta Hatemkâri ve Afyon işçiliği olmak üzere birçok işçiliğin aynı anda uygulandığı eserin kundak kısmı beşgen, namlu ve nişangah kısmı altıgen formdadır. Dipçik, kabze ve kundak kısımlarının alt ve üstleri fildişi ve paftalarla birbirinden ayrılarak esere bir derinlik kazandırılmıştır. Yılan ağacından mamul ahşap Hatemkâri ve Afyon işçilikleriyle süslenmiştir. Fildişi, mavi kemik, boynuz, abanoz ve gümüş malzemeler kullanılarak bitkisel ve geometrik desenlerle estetik bir kombinasyon oluşturulmuştur.

Bu arada; düşman tarafından ele geçirildiğinde yaşama son vermek üzere eserin kundak alt kısmına yerleştirilmiş ve fildişi kapakla gizlenmiş zehir haznesi oldukça çarpıcıdır.

Bununla birlikte; namlu ve nişangah üzerine gümüş çakma işçiliğiyle işlenmiş bitkisel ve geometrik desenler arasına yerleştirilmiş yeniçeri alametleri, eserin muhtemelen bir yeniçeri ağasına ait olduğuna işaret etmektedir.

Eserin süslemelerinde zamana bağlı olarak oluşan deformasyonlar özellikle onarılmamış, orijinalliğine müdahale edilmemiştir

Detaylar
Lot: 107 » OBJE

KIRIM SAVAŞ DAVULU

Müzayedemizin satışa sunulan en özel eserlerinden biri olan bu ‘Savaş davulu’; I. Abdulmecid Han döneminde Osmanlı İmparatorluğu ve müttefikleri ile Rus İmparatorluğu arasında 4 Ekim 1853 - 30 Mart 1856 tarihleri arasında yaşanan ve müttefiklerin mutlak zaferiyle sonuçlanan Kırım savaşında Osmanlı ordu saflarında muharebe çalgısı olarak kullanılmıştır.
Eserin ana gövdesi pirinçten mamuldür. Çapı…….cm., Yüksekliği……cm. olan eserin her iki tarafına gerilmiş derileri gövdeye bağlayan ahşap malzemeler kırmızı, siyah ve beyaz kök boyalar kullanılarak geometrik dekorlarla tezyin edilmiştir. Bu ahşap çemberler de metal çubuklarla birbirine bağlanarak vidalarla sabitleştirilmiştir. Eserin bir yüzündeki deride zamanla oluşan yırtık özellikle onarılmamıştır. Eserin en çarpıcı noktası; pirinç gövde üzerine monte edilmiş Kırım İttifak armasıdır. Arma üzerinde müttefikler İngiltere ve Fransa bayraklarının orta/üst kısmında yer alan hilal, Osmanlı İmparatorluğunu sembolize etmekte ve bu çalgının Osmanlı ordusuna ait olduğunu ortaya koymaktadır.
Çok iyi korunarak bugünlere kadar gelebilmiş bu askeri savaş çalgısı, tarihi bir belge olarak askeri müzelerde ve özel koleksiyonlarda zor rastlanabilecek nadide bir eserdir.

                Savaşlarda çalgı kullanımı ilk çağlara kadar uzanmaktadır. Askeri çalgılar, yüzyıllardır muharebe esnasında savaşçıları coşturup, cesaretlendirmek, eylemlerinin organizasyonuna ve zamanlamasına yardımcı olmakla birlikte karşı saftaki düşmanı da sindirmek için kullanılmıştır. Geleneksel savaş tarihinde farklı coğrafya orduları, kanlı muharebelerde Davul (kös), Tuğ, Nagara, Borazan, Halile, Üçgen, Trompet gibi karakteristik aletleri savaş çalgıları olarak kullanmışlardır.

                Türklere gelince; onların en eski ataları tapınma ve büyü gibi ritüellerle birlikte, çocukları uyutma aktivitelerinde, eğlencelerde kullandıkları çalgılardan zamanla savaşlarda da yararlanmayı öğrenmişlerdir. Hunlar zamanında Tuğ, Karahanlılarda Tabıl, Selçuklularda Nevbet ismiyle ilk Türk ordularında basit bir oluşum olarak kendini gösteren savaş çalgıları nihayetinde ilerleyen yüzyıllarda Osmanlılarda Mehter ismiyle daha organize biçimde savaş çalgı takımları olarak ordu içerisinde çok önemli bir yer edinmiştir. Egemenliğin ve gücün simgesi olarak bu savaş çalgı takımları sonraki yüzyıllar boyunca savaş alanlarında düşman ordularının motivasyonunu kıran önemli bir görev üstlenmiştir.

                  Sonrasında; Doğunun geleneksel mistik ses ve vurguları yerini Batı tarzı anlayışa bırakacaktır. 1808’de Osmanlı’da tahta geçen Islahatçı/Yenilikçi Padişah II. Mahmud Han döneminde yaşanan batılılaşma akımı kapsamında yozlaşmış Yeniçeri Ocağının 1826 yılında lağvedilmesiyle birlikte bu ocağa bağlı olan Mehterhane de kapatılarak yerine Muzıka-i Hümayun ismiyle Batı kopyası Saray Bando Okulu kurulmuştur. Bu tarihten itibaren de Osmanlı ordusunun katıldığı savaşlarda Mehter savaş çalgı takımı yerine batılı tarzda imal edilmiş çalgılar kullanılmaya başlanmıştır

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 5
sonraki